23 Mayıs 2013 Perşembe


                                     FRANSA HAKKINDA BİLİNMEYENLER

Fransa geçtiğimiz aylarda dünya medyasının ilgi odağıydı. Bu yoğun ilginin temelinde ise ülkenin Mayıs 2007’de seçilen çiçeği 
burnunda Cumhurbaşkanı Nicholas Srakozy vardı. Önce, cumhurbaşkanının 11 yıllık eşi eski model Cecillia Sarkozy’den ayrılması sonra da yine eski bir manken olan Carla Bruni ile evlenmesi haftalarca küresel basının gündeminde yer aldı.Her ne kadar Türk medyası da bu politik-magazin hikaye ile fazlasıyla ilgilenmiş olsa da aslında 2008, Fransa-Türkiye ilişkileri açısından Sarkozy’nin renkli yaşamından daha fazlasını ifade ediyor. Zira 2008 Fransa’da Türk yılı ilan edildi. 2007’de Fransa, Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı 4. ülke konumundaydı, geçen yıl Türkiye Fransa’ya 5.9 milyar dolarlık ihracat yaptı. 2 ülke arasındaki toplam dış ticaret hacmi ise 10 milyar euro’nun üzerinde. Karşılıklı ziyaretlerle ivme kazandırılacak ekonomik ilişkilerin daha da yoğunlaşması bekleniyor. Türk dış ticaretinde önemli yer tutan Fransa’nın iş yapma kültüründe öne çıkan unsurları sizler için derledik.

Uzun Vadeli İlişkiler Önemli
Fransa’da uzun vadeli ve sürdürülebilir iş ilişkileri değer görüyor. Bir başka deyişle Fransızların iş yapma kültürlerinin merkezinde kalıcı iş süreçleri ve ortaklıklar yatıyor. Tüm iş görüşmelerinde daha ilk andan itibaren bu anlayış kendini gösteriyor. Bu anlamda nezaket ve ciddiyete çok önem veriyorlar. Dolayısıyla terbiyeli ve görgülü bir yaklaşım daha ilk görüşmenizde size artı puan kazandıracaktır. Öte yandan kişisel ve özel hayata ilişkin sorular ve gereğinden fazla arkadaş canlısı davranışların garipseneceğini ve şüphe uyandıracağını da belirtmekte fayda var.Fransızların yıllara dayanan, sağlam işbirlikleri adına önem verdikleri bir diğer unsur da doğru bilgi. İşini iyi bilen ve doğru aktaran profesyonellere güveniyorlar. Bu nedenle de iyi hazırlanılmış, detayları hassasiyetle düşünülmüş proje ve sunumlara değer veriyorlar. Fransızlar araştırmacı ve direkt yaklaşımlarıyla dikkat çekiyor. Düşüncelerini ve eleştirilerini saklamıyorlar. Bu durum zaman zaman ateşli tartışmalara neden olsa da karşıdakilerden de aynı sorgulayıcı ve araştırmacı tutumu bekledikleri için yaşanan diyaloglar son derece verimli bir şekilde sonuçlanabiliyor. Analitik düşünebilen, eleştiriye açık ve akılcı davranmayı bilenlere zaafları var desek yeridir. Soğukkanlılığınızı koruduğunuz ve doğru bilgiye dayanan fikirlerinizi savunduğunuz sürece son derece yapıcı ve yaratıcı süreçlere tanık olabilirsiniz.

Öğle Yemeklerini Hafife Almayın
Dünyanın en zengin 3 mutfağından birine sahip olan Fransa’da özellikle öğle yemekleri, iş anlaşmaları ve ortaklıklar gibi süreçlerin temel taşlarından biri. 2 saati bulan uzun öğle yemekleri, ilişki geliştirmek adına son derece doğru zamanlar. Öğle yemekleri genelde 12.30 ila 13.00 arası başlar ve 14.30-15.00 gibi sonlanır. Akşam yemekleri, 20.30 gibi başlar ve 23.00’e kadar devam eder. Yemek ritüelleri bize çok uzak değil. Davet sahibi “afiyet olsun (bon apetit)” demedikçe yemeğe başlanmaz. Eğer yemek bir restoranda yeniliyorsa hesabı mutlaka yemeğe davet eden isim öder.Dünyanın modaya yön veren ülkelerinden biri olan Fransa’da iş yaşamında da şıklığa ve kaliteye önem veriliyor. Konservatif ve kişinin pozisyonunu ifade eden giysiler tercih ediliyor. Fransa’da “resmi” ve “rahat” kıyafet kavramları önem verilmesi gereken konular arasında… Mesela, bir partiye veya özel bir toplantıya davetliyseniz ve davetiyenizde “rahat kıyafetle katılınız” ibaresi varsa “rahat” kavramına dikkat etmenizi tavsiye ederiz. Fransızlar rahat toplantı ve davetlerde de kumaş pantolon, gömlek ve şık elbiselerden yana seçim yapıyor. Spor ayakkabı, kot, sweat-shirt gibi günlük kıyafetleri ciddiyetsiz buluyorlar. “Resmi” giyimli toplantılarda ise mutlaka takım elbise, yeri geldiğinde smokin tercih ediliyor.Fransız iş dünyasının bir diğer olmazsa olmazı da hiyerarşi… Tepeden inen otorite hem karar alma süreçlerinde hem de şirket yapılarında sıkça öne çıkıyor. Bu hiyerarşik ve otoriter yapılarda da doğal olarak bürokrasi ve yoğun idari süreçler öne çıkıyor. Dolayısıyla işiniz ister resmi makamlarla olsun ister özel sektörle mutlaka yoğun bürokrasiyi hesaba katın.

Fransızca Deyimler Öğrenin
Fransız iş dünyasının önemli bir bölümü dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi İngilizceye hakim. Ancak yine de temel birkaç Fransızca deyim öğrenip, yeri geldiğinde kullanmanız hoşlarına gidecektir. Zira Fransızlar dillerine olan düşkünlükleriyle bilinirler. Bu arada Fransa’nın tarihi, politik yapısı, ekonomik durumu gibi konulara olan hakimiyetiniz de faydanıza olacaktır. Karşılıklı ilişkilerin geliştiği dönemlerde sanat, spor, Fransız mutfağı gibi konular hakkında görüş bildirmeniz olumlu bir algı yaratır. Ancak tüm bu konular içinde kaçınmanızı tavsiye edeceğimiz belli noktalar da var elbette. Örneğin siyaset konuşurken karşınızdaki kişinin kime oy verdiği gibi kişisel detayları merak etmeniz kabalık olarak algılanır. Fransa Devrimi’nin ünlü Generali Napolyon Bonapart’ı eleştirmek de iş süreçlerinizi sekteye uğratabilecek konular arasında. Bu arada eğer İstanbulluysanız ve konu tarihe gelmişse Bonapart’ın İstanbul’a olan tutkusundan bahsederek hem tarih bilginizle hem de detaylara olan hassasiyetinizle artı puan toplayabilirsiniz.

Detaylar Önemlidir
Fransız iş dünyasında, günlük yaşamımızda gözümüzden kaçan ya da farkında olmadan yaptığımız bazı hareketler terbiyesizlik olarak addedilir. Örneğin kalabalık bir ortamda sakız çiğnemek, eller cepte dolaşmak, parmak şaklatmak ve birini ya da bir şeyi işaret parmağıyla göstermek kabalık olarak algılanıyor. Bu arada iş dünyasının takvim detayları da dikkat edilmesi gereken bir diğer konu. Fransa’da profesyoneller yılda 5 haftalık tatil izni alıyor. Özellikle temmuz ve ağustos ayları, en fazla tatile çıkılan dönem olarak karşımıza çıkıyor. Hatta ağustos ayında Fransa deyim yerindeyse kepenkleri indiriyor. 25 Aralık haftasındaki Noel ve 14 Nisan haftasındaki Paskalya da resmi tatil olarak kutlanıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder